1.Gün: İSTANBUL-TAŞKENT TK 136 22.00 04.25+1
Akşam 20.00’de THY kontuarı önünde buluşma ve bagaj işlemlerini
takiben Özbekistan’a uçacağız. 23 milyonluk Özbekistan’da Rus,
Tacik, Kazak, Tatar, Karakalpaklar %2,Kırgız ve Koreliler %1, geri
kalan ise Özbeklerdir. Buhara’da; Yahudiler, Ortodoks ve Katolikler,
Baptistler ve Evangalistler, Protestan ve Fergana vadisinde yaşayan
Budistler var.
2.Gün: TAŞKENT-SEMERKAND (Özbekistan)
Sabah erken saatlerde varışı takiben, otelimize transfer sonrası,
Taşkent şehir turumuza başlıyoruz. Timur Han Meydanını ve Ali Şir
Nevai Tiyatrosunu göreceğiz. Şehir turunu takiben, otobüs yolculuğu
ile Semerkand’a hareket ediyoruz. Varışı takiben otelimize yerleşme.
01 elçilik plaka kodu ile; dili, dini ve kültürü bir bu kardeş ülke
Özbekistan’ı ilk tanıyan Türkiye’dir. Bugün iki ülke arasında,
kültürel alt yapı ve yapılandırma çalışmaları, zayıf da olsa;
ekonomi ve eğitim alanında güçlü bağlar kurulmuş durumda. Kervanlar
geçen yüzyıla kadar geçiyormuş eski İpek Yolu’ndan.
3.Gün: SEMERKAND-BUHARA
Sabah kahvaltıyı takiben, Semerkand çevre turumuza başlayacağız.
Uluğ Bey Medrese ve Rasathanesi, Bibi Hanım Türbesi, Registan
Meydanı, Gur-Emir Mozolesi başlıca göreceğimiz yerlerdir. Daha sonra
göreceğimiz Şahı Zinde ise; Orta Asya’nın Mekkesi gibidir. Bu kutsal
mezarlar sokağı, mavinin tüm tonlarından mozaik ve fayanslarla sizi
sarıp sarmalıyor. Hala tüm medreseler ve mezarların yatır muamelesi
gördüğü bölgede; Timur’un tüm akrabalarının da mezarları olan Şah-ı
Zinde’de, bir elektrik kablosunun üstüne bağlanmış yüzlerce çaput
tüm dilekleri iletiyor etrafına. Tüm Orta Asya’da duvarları
resimleme geleneği var, köylerde bile motiflerle süslü duvarlar.
Türk mezar taşları heykel formlarında yapılmış. Şah-ı Zinde’de
kanalizasyon kapaklarının üstünde bile lale resimleri var. İzole
kalmış yerlerde şamanizm hala korunmakta, ateş yakarak ibadet etmek,
dilek tutmak çok yaygın. Kutsal su, kutsal ateş ve kutsal ağaç
kültürü ise halen devam etmektedir. Hala devetüyü, büyü ve
hastalıklarda kullanılıyor. Programımızın ardından, Buhara’ya
gidecek ve konaklayacağımız otele varışı takiben, check-in
yapacağız. Binbir Gece Masallarının geçtiği Semerkand ve Buhara;
topraktan evleriyle ve buna tezat oluşturan muhteşem camileri,
medreseleriyle geçmiş dönemlerde, bahçeler kenti olarak bilinirmiş.
Buhara bahçeleri kayısı, kiraz, üzüm, kavungül, süsen, ayçiçeği,
haşhaş ve tütünleriyle ünlüymüş. Buhara’da birçok yapı Sovyet
döneminde kötü restorasyondan geçmiş ve aslı bozulmuş.
Modern adı altında yapılan KGB binaları, kilometrelerce
koridorlardan oluşan yapılar, Buhara’nın ölen ruhunun gizlendiği
labirentler gibi. Ark denilen kent girişinin ve kalenin hemen yanı
Leb-i Havuz arkası ise zindan. Buhara havuzlarıyla da ünlü bir kent,
hala Leb-i Havuz kentin bir bölümünün adı ve havuz kenarlarında
alçak peykeler ve hemen arkasında eşeğine binmiş çarıklı Nasrettin
Hoca heykeli bir tanıdık olarak gülümsüyor. Burada ve Çin’de ona
“Ependi” deniyor. Son parlak çağını 16.YY.da yaşayan Buhara, eskiden
pazarıylada ünlüymüş. Bugün elişi yapan kalmamış. Şaybaniler
zamanında yüzlerce kervansaray, yüzden fazla medrese, onbin öğrenci
ve 300 caminin görkemini Kalan Minar (büyük minare) 850 yıllık
haşmetiyle anlatır gibi. Dar sokakları, alçak toprak evleri,
kenarlarında kavak ağaçlarının yükseldiği geniş caddeleriyle
Semerkand altın tozcuklarının serpildiği bir kentte mavi çinilerle
süslü şehir merkezi Registan ve Timur’un anıt mezarıyla geçmişin
koynunda uyur gibi. Büyük İskender burayı alınca; “Marakanda için
duyduğum her şey doğru, eksik olan şey benim düşlediğimden güzel
olması“ der.
Timur’un torunu Uluğ Bey zamanında bir entellektüeller başkenti olan
Semerkand’dan kimler geçmiyor ki; Türkçe yazdığı “Zafername” ile
ünlü tarihçi Ali Yazdi, şair Lütfi, Muharrem El Harezmi, Uluğ Bey’in
öğrencisi Ali Kuşçu ve hocası Kazızade Rumi. Uluğ Bey kurduğu
rasathane ile Avrupalı bilginlerle aynı masada resmedilmiş bir
astrolog. Uluğ Bey medresesi ve rasathanesi dönemin bilim akademisi
gibi. Uluğ Bey’in trajedisi oğlunun emriyle öldürülmesidir. Kanlı
giysilerinden parçalar müzede sergilenmektedir. Timur’un anıt
mezarının altın varaklarla süslü kubbesinin altında, siyah bir
mermer altında yatmakta Uluğ Bey. Timur’un Gür Emir türbesi kadar
görkemli olmasa da Çinli eşi Bibi Hatun için yapılan cami devasa
kubbeleriyle görkemli bir atmosfer sunuyor.
4.Gün:
BUHARA
Sabah kahvaltıyı takiben, Buhara Şehir turumuza başlıyoruz. Önce
Lyabi-Khauz Medresesini ziyaret edeceğiz. Kalyan Camisi, Eyüp
Çeşmesi ziyaretini takiben, sırasıyla İsmail Samani Mozolesi, Emir
Komutu, Buhara Tarih Müzesi, Emir Alimhan Yazlık Konutu’nu ziyaret
edeceğiz. Daha sonra; İslam dininin önemli merkezlerinden biri olan
İmam El Buhari Türbesi de göreceğimiz yerler arasındadır.
5.Gün: BUHARA-URGENÇ
Kültürlerin, dinlerin ve ticaretin kesişme noktası olan Buhara;
eskiden Maveraünnehehr’in merkezi olup Cengiz Han tarafından viran
edilmiştir. Tuğla ve kerpiçten sarı bir Orta Asya kenti olan ve mavi
çinili başkaldırısıyla Zerefşan ırmağının onu böldüğü eski büyük
İpek yolu’nun görkemli kenti Buhara dinlerin kalbidir. 2500 yıllık
Buhara birçok yıkım, istila ve kıyım yaşamıştır. Büyük İskender’den
Arap istilasına kadar geçen maceralı tarihinde Araplar tüm zerdüşt
tapınaklarını camiye dönüştürmüşlerdir. Maghoki Attar Camii
bunlardan biridir, 5.YY.da Zerdüşt tapınağı olarak yıkıma uğramış,
erken dönemde Budist tapınak olmuş ve 16.YY’a kadar cami olmakla
birlikte akşamüstleri sinagog olarak kullanılmış Yahudiler
tarafından. Bu cami, gerçek bir Buhara tanımıdır. Aşkın, şarabın ve
bilimin kenti Ömer Hayyam’dan, İbni Sina’ya yaşadığı görkemi bugün
bulmak pek kolay değil. En çok Timur dönemi yapıları bugüne kalan
Cengiz Han herşeyi yerle bir etmiş. Eski Buhara büyük surları ve
kapılarıyla üç bölümdür; İki bölüm emir’e ait olup üçüncüsü
tüccarlara ve pazara ait. Bugün ise alınıp satılacak hiç bir şey yok
ortada. Türk tırlarından ne düşerse, düzensiz bir mal akışı var.
Arap istilasında 700 zengin tüccarın terk ettiği Buhara bugün
ticaretin kalbi değil artık. Bu gün kara yolculuğu ile Urgenç’e
gidiyoruz.
6.Gün: URGENÇ- TAŞKENT
Sabah kahvaltıyı takiben, Taşkent’e hareket etmeden önce 17.yy
UNESCO tarafından Kültür Mirası olarak deklare edilmiş, mavinin
kenti; Khiva’ya gideceğiz. Ahmet Biruni’nin ve İbni Sina’nın doğduğu
ve 9. ve 10. yüzyıllarda Doğu Rönesansının yaşandığı bu bölgeyi
Nuh’un oğlunun kurduğu rivayet edilir. Mavi göğün içine yükselen
mavi çinili minareler, turkuaz fayanslar Gök Tanrı Tengrinin kutsal
rengini yerden alıp göklere savuruyor gibi. Tüm kapılar ve
pencereler de mavi boyalı eski inançtan kalma bir gelenekle. Çünkü
mavi kutsal renk.
7.Gün: TAŞKENT-BİŞKEK(KIRGIZİSTAN)
Sabah kahvaltıyı takiben; Kırgızistan’a uçuş. Başkent Bişkek‘e
varışta şehir turu yapacağız.”Mehman Ataana’dan Uludur” yani gelen
konuk; evdeki en büyük olandan önemlidir, demek olan bu atasözü ayni
zamanda Türklerde ki soyağacının “ana” ile başladığına da işaret
eden eski bir söylemdir. Kırgız sözcüğü de “kırk kız”dan gelmekte ve
kırk anaya dayalı kabileden ana kökenli efsaneye dayanmaktadır.
Yolculara para vermenin bir gelenek olduğu ülkede, konuklar tuz ve
ekmekle karşılanıyor.
8.Gün:
BİŞKEK-NARYN
Sabah erken kahvaltı sonrası; Asya steplerinde, güneye doğru
yolculuk yapıyoruz. Burana Kulesi ve Anıt Mezarları gördükten sonra,
Narin şehrinde Halı dokuma merkezlerini ziyaret edeceğiz.
9.Gün: TAŞRABAT-Torugart Geçidi-KAŞGAR
Sabah kahvaltıyı takiben; Çin tarafına doğru, Kaşgar yolculuğumuz,
yaklaşık 6 saat sürecektir. Kırgızistan’ın en önemli anıtlarından
Taşrabat Kervansarayını gezecek ve yaklaşık 4000m. rakımlı Torugart
Geçidinden geçerek İpek Yolu’nun en önemli şehri olan Kaşgar’a
varacağız.
10.Gün: KAŞGAR
Sabah kahvaltı sonrası önce; Kaşgarlı Mahmut Türbesi’ni ziyaret
edeceğiz. Daha sonra, tam gün sürecek şehir turu yapacağız.
11.Gün: KAŞGAR-Yengisar-Yarkent-Kargilik-Cuma-HOTAN(ÇİN)
Erken kahvaltı sonrası, birçok kenti de görerek, Orta Asya İpek
Yolunun önemli kentlerini görerek Hotan’a varacağız.
12.Gün: HOTAN-MINFENG(ÇİN)
Sabah kahvaltı sonrası, Taklamakan Çölünü de geçerek Minfeng’e
hareket ediyoruz.
13.Gün:
MİNFENG-Aksu-KORLA
Sabah kahvaltıyı takiben, İpek Yolu kentleri ve Taklamakan geçişini
tamamlayarak, Korla şehrine varacağız. İpekyolu biraz da “deve
yolu”dur. Sıcaklığın yazın 50, kışın -20 dereceyi bulduğu Taklamakan
Çölü’nü, Çin develeri geçmişler hep. Onlara çölün gemileri denirmiş.
30 gün hiç yemek yemeden gidebilen bu çift hörgüçlü develer günde 30
km.yol alabiliyor. Artık kervan olmadığından eğitilmiş olan deve
bulmak çok zor artık.
14.Gün: KORLA-TURPAN
Sabah kahvaltıyı takiben, Türk dokusunu hissedeceğimiz Turpan’ı
gezeceğiz. Flamming Dağları’nın dibinde bulunan ve deniz seviyesinin
de altında bulunan bu Uygur Kenti; gerek Pazaryerleri gerekse cami
ve sokakları ile tam bir Türk mekânı gibidir.
Turfan şehri Turfan Havzası´nın kuzey kenarında kurulmuş, havzanın
en çukur yerinde Ayding Gölü, deniz seviyesinden 154,50[2] metre
derinlikte olan bölgede bulunur. Böylece Turfan dünya´da Lut Gölü´nden
sonra ikinci çukur olan havzasıdır. Dünyanın en sıcak yerleşim
bölgelerinden birisidir. Doğu Türkistan´da hava sıcaklığının en
yüksek olduğu bir bölgede kurulmuş olan Turfan, "Alev vahası" olarak
da adlandırılır.
15.Gün: TURPAN-URUMCHI
Sabah kahvaltıyı takiben, Turpan turumuza devam edeceğiz. Süleyman
Camii, Astina Mağaraları, Jiaoh Kalesi, Emin Minaresi, 1000 Buda
mağarası başlıca ziyaret edeceğimiz yerler arasındadır.
Urumçi, Çin´in kuzeydoğusunda yer alan, Doğu Türkistan adıyla da
bilinen, Sincan Uygur Özerk Bölgesi´nin başkentidir. 2,5 milyon
nüfuslu bir şehir olup 10.989 km²´lik bir alan kaplar. Mançu
İmparatorluğu 1884 yılında, Doğu Türkistan istilasını
gerçekleştirdiğinde şehre Çince 迪化 (Dihua) adını vermişlerdi. 1955
yılında, daha öncelerden Eyalet statüsündeki Doğu Türkistan´ın,
Sincan Uygur Özerk Bölgesi olması ile birlikte, başkentin adı da
tekrar Ürümçi olmuştur. Çin´in batıya açılan en önemli
güzergahlarındandır. Demiryolu taşımacılığında önemli bir geçittir.
174,53 kişi/km².
16.Gün: URUMCHI-SAYRAM
GÖLÜ
Sabah kahvaltıyı takiben, yaklaşık 450km.lik yolculuk yapacağız.
Güzergâhımız üzerinde; Sayram Gölü’nü de göreceğiz. Akşam
konaklamamız eski tarz Yurt çadırda olacak.
17.Gün: SAYRAM-ALMAATA(KAZAKİSTAN)
Sabah kahvaltıyı takiben, Korgas Geçidi yoluyla Kazakistan’a girerek
Almaata’ya geçecek ve şehir turumuzu yapacağız.
Almatı, Kazakistan´ın 2,000,900 nüfuslu ve en büyük şehridir. Almatı
(eski adıyla Almaata) Kazakistan Cumhuriyetinineski başkentidir.Kazakistan´ın
güney doğusunda yer alan Almatı Şehri, 1854 yılında Rusların doğuda
Sınır Kalesi olarak kurduğu bir şehirdir ve ve bugün ise 2,000,900
nüfusu ile Orta Asya´nın en gelişmiş Kozmopolitan şehridir. Birçok
alışveriş merkezi, restoranları, Hoteller ve Kazinoları ile zengin
bir yaşam sunar. Eski adı Alma ata olan şehir Alatau Dağları
platosunda kalmaktadır. Kazakistan genelinde olduğu gibi, Almatı´da
da ana dil Kazakça dır. Kazakistan Cumhuriyeti´inin 1991 yılındaSovyetler
Birliğinden bağımsızlığını kazanmasından bu yana, Almatı Şehri Batı
pazarlarına açılıp, çok hızlı bir değişime uğradı. Almatı eski
başkent olmasına rağmen (Şu andaki Başkent Astana Şehridir.) halen
Ülkenin Kültürel, Ekonomik ve Ticari merkezi durumundadır.
18.Gün: ALMAATA-İSTANBUL TK 1351 06:20 09:30
Sabah erken saatlerde, geri dönüş yolculuğu için Havaalanına
transfer ve İstanbul’a varış.
TUR ÜCRETİ (vergiler dahil) : Kişi Başı ; 3990 € Tek Kişi Oda farkı
: 680€
TUR ÜCRETİNE DAHİL OLAN SERVİSLER :
İstanbul’dan İstanbul’a ekonomi (Y) sınıf uçuşlar ve kişi başı 20 kg
serbest bagaj taşıma hakkı;
Seyahat Sigortası.ASSIT CARD
Programda yazılı tüm uçuş ;transfer ve konaklamalar
1.sınıf otellerde ve bölgesel YURT çadır konseptinde konaklama
GİYİM / EKİPMAN : Tur güzergahımızda ; günün büyük bölümü arazi
araçları ile yerel rehberler eşliğinde yapılıyor.
Ortam tüm doğallığı ile ziyaret ediliyor. Araçların çoğu 4x4 düzeniğinde
sürüşler ÇÖL geçmeleri ve doğa parkurları vardır.
Rahat ayakkabılar ; mevsimine göre yağmurluk ; uzun kollu t-shirtler; şapka tavsiye
ediliyor. Fotoğraf-Video çekilmesi serbesttir.
Yürüyüşler ve ören yerleri ziyaretleri çokça mevcuttur. Rahat
ayakkabılar tavsiye edilir.
Otellerdeki prizlerin düzeneğini acentemize danışarak ilgili ara
aparatın tarifi alınmalıdır.
TUR ÜCRETİNE DAHİL OLMAYAN SERVİSLER
TR- çıkış harcı Diğer belirtilmemiş tüm yemekler ve dahil
yemeklerdeki içecekler.
VİZELER : (ücretlerini kayıt esnasında acentamıza sorunuz )
*Özbekistan: Hususi(Yeşil) , Hizmet ve Umuma Mahsus Pasaport
Hamilleri vizeye tabidir.
*Kırgızistan: Diplomatik, Hizmet, Hususi ve Umuma Mahsus Pasaport
hamilleri anılan ülkeye yapacakları 30 güne kadar ikamet süreli
seyahatlerinde vizeden muaftır.
* Kazakistan: Diplomatik, Hizmet, Hususi ve Umuma Mahsus Pasaport
hamilleri vizeden muaftır.
* Çin Halk Cumhuriyeti: Umuma Mahsus Pasaport hamilleri vizeye
tabidir. Resmi Pasaport hamilleri (yeşil) anılan ülkeye yapacakları
bir aya kadar ikamet süreli seyahatlerinde vizeden muaftır.
Yerel servis tipleri toplamı (100€)* Varışta toplanması tavsiye
edilir.Tüm Safari ekiplerine ;yerel kaptanlar ; personallere dağıtlamak
üzere tek elden toplanması Tavsiye edilir.
ÜLKE BİLGİLERİ :
ÖZBEKİSTAN
Bir Türk devletidir. Bağımsız Özbekistan´ın 447.400 km2´lik bir yüz
ölçümü bulunmaktadır.
Özbekistan; Kazakistan,Tacikistan, Afganistan, Kırgızistan ve Türkmenistan´a
komşudur. Başkenti Taşkent´tir. 2009 yılında nüfusu (tahminî)
27.488.000’dir.
Kazakistan,RESMİ adıyla Kazakistan Cumhuriyeti, Orta Asya ve Doğu
Avrupa’daki bağımsız devlet. 2.727.300 km2 yüz ölçümü ile (Batı
Avrupa´nın yüz ölçümü kadar) dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesidir.
Müslüman ülkelerin ve Türk devletlerinin yüz ölçümü bakımından en
büyüğü, doğal kaynaklar bakımından da en zenginidir. Kazakistan Türk
tarihinin önemli devletlerinden olan Saka, Hun, Göktürk, Kıpçak,
Karahanlı, Altın Ordu gibi devletlerin merkez üssü, Kıpçak, Oğuz,
Karluk gibi Türk boylarının beşiği olmuştur.
Kırgızistan , Orta Asya´da bir ülke. Denize kıyısı
olmayan ülkenin komşuları kuzeyde Kazakistan; batıda Özbekistan;
güneybatıda Tacikistan ve güneydoğuda Çin Halk Cumhuriyeti´dir.
Kırgızlar, Göktürk devrinde Kögmen (Sayan) Dağları´nın kuzeyinde
yaşamışlardır.840 yılında Uygur Devleti´ni yıkarak bu topraklarda
kendi devletlerini kurmuşlardır. Daha sonra bugün yaşadıkları
topraklara gelen Kırgızlar, Karahanlılar zamanındaMüslüman olmuşlardır.
Ruslara Orta Asyalı halklardan ilk olarak girerler. Toplumlar arası
kavgalar çıkmaya başlayınca Bagış uruusu (toplumu), 1881 yılında
Rusya İmparatorluğu´nun egemenliği altına girmeye karar verir.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi, , ÇİN HALK CUM. sınırları
içerisindeki UYGUR özerk bölgesi. Doğu Türkistan olarak da
adlandırılır. Güneyde Tibet Özerk Bölgesi, güney doğuda Çinghay ve
GANSU eyaletleri, doğuda Moğolistan, kuzeyde Rusya,
kuzeybatıda Kazakistan ve
batıda Kırgızistan, Tacikistan,Afganistan, Pakistan ve Hindistan kontrolündeki Keşmir bölgesiyle
komşudur. 1.828.418 km² yüzölçümü ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin en
geniş idari bölgesidir. Başkenti Urumçi, resmi
dilleri Uygurca ve Standart Çince´dir.